
Uygur Türkleri tarih boyunca Çinlilerle birlikte yaşamıştır ve iki kez bağımsızlık elde etmişlerdir. Uygur Türklerinin bağımsızlık geçmişinin ilk örneği 1933-34’te varlığını sürdüren “Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti”, diğeri ise 1944-49 yılları arasında var olan “Doğu Türkistan Cumhuriyeti”dir. Her iki devlet de Çin Halk Cumhuriyeti’nin işgaliyle sona ermiştir. Doğu Türkistan, doğal kaynakları ile önemli enerji hatları ve ticaret yolları (İpek Yolu) bakımından merkezi konuma sahip olması nedeniyle Çin için her zaman önemli olmuştur. Bugün, Çin’de görece küçük bir azınlık grubu olarak yaşayan Uygurlar, Çin’in genel iç politikasında, kimlik politikasında ve ulusal güvenlik algısında önemli bir unsur haline gelmiştir. Bu durum ise onların baskı görmesine ve insan hakları ihlallerine maruz kalmalarına neden olmaktadır.[1]
Çin yönetiminin uzun zamandır kendi iç meselesi olarak ele aldığı Uygur meselesi, Uygur Türklerinin kitlesel olarak gözaltı kamplarında tutulması ve artan insan hakları ihlallerine maruz kalması nedeniyle uluslararası anlamda dikkat çekmeye başlamıştır. Çin’in insan hakları ihlallerini kapsayan politikalar uyguladığını reddetmesi, sorunu terörizme atıfta bulunarak açıklama girişimi ve sorunun sosyal, ekonomik ve kültürel boyutlarına gösterilen ilgisizlik, konunun zamanla uluslararası bir nitelik kazanmasına neden olmuştur. Bu bağlamda dünya arzının yaklaşık beşte birini oluşturan, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi bölgesinden yapılan pamuk ihracatı, Uygurların zorla çalıştırılmasına ilişkin endişelerin artmasıyla sonuçlanmıştır. Ünlü markaların pamuk ticaretinde Çin ile iş birliği yaptığı haberleri yayılınca bu durum uluslararası markaların politikalarını da etkilemiştir. Protestolara maruz kalan dünyaca ünlü markalar Uygurların zorla çalıştırılmasına karşı olduklarını açıklamak durumunda kalmışlardır. Örneğin H&M artık bölgeden malzeme temin etmemektedir. ABD’nin eski Trump yönetimi, Çin’in en büyük üreticilerinden biri olan XPCC’den pamuk ithalatını yasaklamıştır.[2] Ikea, Sincan bölgesinden pamuk tedarik etmeyi bırakacağını belirtmiştir. Adidas, The Guardian’da yer alan açıklamasında Sincan’dan mal tedarik etmediğini iddia etmiş ve diğer tedarikçilere de bunu yapmamaları çağrısında bulunmuştur.[3] Büyük markaların bu tür yaklaşımları ve tepkileri dünya kamuoyunun dikkatini Uygur meselesine yöneltmiştir.
Bugün Türkiye ve diğer Müslüman çoğunluğa sahip ülkeler, Çin’in uyguladığı baskı ve Uygurlara yönelik insan hakları ihlalleri konusunda Çin hükümetine karşı suçlayıcı bir tutum benimsememeyi tercih etmektedir. Kuşkusuz bu tutumun en önemli nedeni ekonomik ilişkilerle bağlantılıdır. Türkiye, gelişen Avrasya ilişkileri bağlamında, doğuda Çin ile iyi ticari ilişkiler ve ekonomik ittifak kurma çabası içerisindedir. Türkiye’nin tutumu, Batı sermayesinin yeterli olmadığı bir dönemde Çin yatırımına duyulan artan ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır.[4] Bu bağlamda Çin, Türkiye için önemli bir ekonomik ortak haline gelmektedir.
Bu duruma karşın Türkiye, 1960’lardan itibaren Çin’in zulmünden kaçan binlerce Uygur için tarihsel olarak güvenli bir sığınak olmuştur. Türkiye defalarca Çin’in “Sincan’daki Uygur Türklerine yönelik zulmünden derinden endişelendiğini” belirtmiştir. Türkiye, bir yandan Uygurlara yapılan muamele hakkındaki endişelerini ifade eden, diğer yandan da iyi ekonomik ilişkiler geliştiren hassas, iki ucu keskin bir politika yürütmektedir. Bu politika, Türkiye’nin Uygur azınlığına verdiği desteğin yetersiz kaldığı iddiasıyla eleştirilmektedir.[5] Çin, günümüzde Türkiye’nin altyapı geliştirme projelerine büyük yatırımlar yapmaktadır. Avrupa’yı Asya’ya bağlayan bir ülkede bu tür yatırımlara yönelmek Çin’in Batı ile arasındaki ticaret yolları adına önem taşımaktadır. Bu doğrultuda, Çin yük trenleri de Marmaray demiryolu ile Avrupa’ya doğru hareket etmeye başlamıştır.[6]
Türkiye, tüm ekonomik hassasiyetlerine rağmen, Türk dünyası ile daha geniş bir dayanışma bakış açısıyla Uygur meselesini gündeminde tutmaktadır. Türkiye bunu yaparken, Çin’e karşı yapıcı bir yaklaşım izlemeye çalışmaktadır. Türkiye, Çin ile Türkiye arasında halklar arası bağların kurulmasında Uygur Türklerinin köprü görevi görebileceğini ve Çin’in bu köprüyü yıkmaması gerektiğini açıklamaya çalışmaktadır. 75’inci Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantısında Türkiye, Uygur Türklerinin kültürel ve dini kimliğine saygı gösterilmesi ve güvence altına alınması gerektiğini vurgulamıştır. Bu açıklamaya göre Türkiye, meseleyi BM ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) gibi uluslararası platformlarda takip ederken, bu konuda Çin ile yapıcı ve doğrudan diyaloğa devam edecektir.[7] Konuyla ilgili son gelişmelere göre, 2017 yılında Çin ile Türkiye arasında imzalanan iade anlaşması Çin tarafından onaylanmıştır. Bu haber Türkiye’deki Uygur diasporası arasında endişe yaratmıştır. Bu anlaşma ile Çin yönetimi, “terör suçu” işleyip Türkiye’ye sığındığı iddia edilenlerin iade sürecini hızlandırmayı hedeflemektedir.[8] Ayrıcı Çin’in Türkiye Büyükelçisi, “Türkiye, Çin’deki Uygur Türklerinin durumunu eleştirmeye devam ederse Türkiye’nin Pekin ile ekonomik ilişkilerini tehlikeye atacağını” belirtmiştir.[9]
Aynı zamanda, daha önce yayınlanan bir makalemizde belirtildiği üzere[10]; küresel güç dengesinin Avrupa-Atlantik’ten Asya-Pasifik bölgesine kaydığı ve Çin’in yükselen bir güç olarak ön plana çıktığı bir dönemde Uygur meselesine ilişkin Çin’e yönelik eleştiriler artış göstermeye başlamıştır. Bu nedenle, Çin’e yöneltilen sert uluslararası eleştirilerin bazıları; insan haklarına samimi bir ilgi ve Uygur Türklerinin kötü durumuyla ilgili endişelerden ziyade, Çin’in küresel bir güç olarak yükselişini sekteye uğratmak adına Çin’in iç meselelerine müdahale etmek için bir bahane olarak yorumlanabilir.
Özetle, ekonomik bağların derinleşmesi hem Türkiye hem de Çin için önemlidir. Çin’in Türkiye’ye yatırım yapma kararı, Türkiye’nin kıtalararası enerji ve ticaret yolları üzerinde bulunan bir bağlantı noktası olduğu gerçeğinin kabul görmesine dayanmaktadır. Çin ve Türkiye maalesef Uygur Türkleri ile ilgili hassas bir konuda farklı pozisyonlara sahiptir. Ancak bu, iki taraf arasındaki ekonomik ilişkinin büyümesine ve gelişmesine engel olmamaktadır.
*Fotoğraf: Daily Sabah
[1] Kılıç Buğra Kanat, “Uygur sorunu ve Çin’in Balkanlaşma korkusu”, Al Jazeera Türk, 8 Temmuz 2015, http://www.aljazeera.com.tr/gorus/uygur-sorunu-ve-cinin-balkanlasma-korkusu
[2] “The Guardian view on China’s treatment of the Uighurs: from unthinkable to irrefutable”, The Guardian, December 13, 2020, https://www.theguardian.com/commentisfree/2020/dec/13/the-guardian-view-on-chinas-treatment-of-the-uighurs-from-unthinkable-to-irrefutable
[3] Julian Kossoff, “‘Virtually the entire apparel industry’ — from Gap to H&M to Adidas — is profiting from forced Uighur labor, activists say”, Business Insider, July 23, 2020, https://www.businessinsider.com/uighur-forced-labor-global-brands-profited-activists-letter-2020-7
[4] Ayhan Erdemir & Philip Kowalski, "China Buys Turkey’s Silence on Uyghur Oppression”, The Diplomat, August 21, 2020, https://thediplomat.com/2020/08/china-buys-turkeys-silence-on-uyghur-oppression/
[5] Areeb Ullah, “Turkey accused of deporting Uighurs back to China via third countries”, Middle East Eye, July 27, 2020, https://www.middleeasteye.net/news/uighurs-china-turkey-accused-deporting-third-countries
[6] Erdemir & Kowalski, "China Buys Turkey’s Silence on Uyghur Oppression”.
[7] “Turkey expects Uighurs to be treated as equal citizens of China”, Daily Sabah, October 7, 2020, https://www.dailysabah.com/politics/diplomacy/turkey-expects-uighurs-to-be-treated-as-equal-citizens-of-china
[8] “Çin, Türkiye ile imzalanan ‘Suçluların İadesi Anlaşması'nı onayladı; Uygur Türkleri endişeli’”, Euronews, 27 Aralık 2020, https://tr.euronews.com/2020/12/27/cin-turkiye-ile-imzalanan-suclular-n-iadesi-anlasmas-n-onaylad-uygur-turkleri-endiseli
[9] “Çin, Türkiye ile imzalanan 'Suçluların İadesi Anlaşması'nı onayladı; Uygur Türkleri endişeli”.
[10] AVİM, “İnsan Hakları İhlalleri, Uygur Özerk Bölgesi Ve Çin”, Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM), Yorum No: 2019/79, 10 Aralık 2019, https://www.avim.org.tr/tr/Yorum/INSAN-HAKLARI-IHLALLERI-UYGUR-OZERK-BOLGESI-VE-CIN
© 2009-2025 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
Henüz Yorum Yapılmamış.
-
ÇİN’İN İNSAN HAKLARI İHLALLERİNİ GÖZ ÖNÜNE SEREN BELGELER
Şevval Beste GÖKÇELİK 15.12.2021 -
KÜRESEL REKABET ALANI: BALKANLAR
Şevval Beste GÖKÇELİK 11.06.2021 -
ABD’NİN ORTA ASYA’YA İLGİSİ
Şevval Beste GÖKÇELİK 23.06.2021 -
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI'NDA TÜRKİYE'NİN ARABULUCU ROLÜ
Şevval Beste GÖKÇELİK 11.04.2022 -
ALMANYA NEDEN SİLAHLANMA KAPASİTESİNİ ARTIRIYOR?
Şevval Beste GÖKÇELİK 06.04.2022
-
AB’DEN NORMALLEŞME SÜRECİNE KATKI SAĞLAMAYAN GİRİŞİMLER
Hazel ÇAĞAN ELBİR 09.05.2023 -
KİTAP DEĞERLENDİRMESİ: KAYIP KENTTEN MANEVİ VATANA
AVİM 28.06.2018 -
ERMENİSTAN’DA KADİFE DEVRİME BİR ŞANS DAHA VERİLDİ
Tutku DİLAVER 28.06.2021 -
ANTELYAS BAŞPATRİKLİĞİNİN EMLAK TALEBİ
Ömer Engin LÜTEM 11.12.2017 -
1915 VAN İSYANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME – ÖNCESİ VE SONRASI, GÖRÜŞLER VE ÇARPITMALAR
Ahmet Can ÖKTEM 14.09.2021
-
25.01.2016
THE ARMENIAN QUESTION - BASIC KNOWLEDGE AND DOCUMENTATION -
12.06.2024
THE TRUTH WILL OUT -
27.03.2023
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
17.03.2023
PATRIOTISM PERVERTED -
23.02.2023
MEN ARE LIKE THAT -
03.02.2023
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
16.12.2022
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
07.12.2022
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
07.12.2022
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
01.01.2022
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
01.01.2022
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
03.06.2020
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
08.04.2020
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
12.06.2018
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
02.12.2016
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
01.07.2016
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
10.03.2016
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
24.01.2016
ERMENİ SORUNU - TEMEL BİLGİ VE BELGELER (2. BASKI)
-
AVİM Konferans Salonu 24.10.2025
“BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASI TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİ” BAŞLIKLI KONFERANS
