12 Ağustos 2025 tarihinde Gürcistan Cumhurbaşkanı Mikheil Kavelaşvili, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmiştir. Ankara’da resmi törenle karşılanan Kavelaşvili ile Erdoğan görüşmelerinde stratejik ortaklık temeli üzerine inşa edilen ilişkilere vurgu yapmışlardır.[1] Söz konusu ziyaret, Kavelaşvili’nin Aralık 2024’te seçilmesinin ardından Türkiye ile yapılan ilk üst düzey görüşme olarak öne çıkmaktadır.

Bilindiği gibi, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Gürcistan 1991 yılında bağımsızlığını ilan ettiğinde, Türkiye bu süreci destekleyen ilk ülkelerden biri olmuş ve 16 Aralık 1991 tarihinde Gürcistan’ın bağımsızlığını tanıyan öncü devletlerden biri olarak Tiflis ile diplomatik ilişkilerini başlatmıştır. Gürcistan’ın bağımsızlığına kavuşması ile iki ülke arasında;  sınır güvenliği, ekonomi, enerji ve ulaştırma başta olmak üzere birçok alanda iş birliği süreci başlamıştır. 30 Temmuz 1992’de ise “Dostluk, İşbirliği ve İyi Komşuluk Anlaşması” imzalanmıştır.[2] Bu dönemde Türkiye’nin Gürcistan’a sağladığı ekonomik ve teknik destek, ülkenin istikrarı konusunda önemli bir rol oynamıştır.

2000’li yıllara gelindiğinde ise ilişkilerin kurumsallaştığı ve stratejik bir boyut kazandığı görülmektedir. Türkiye, Gürcistan’ın NATO ve Avrupa Birliği süreçlerine destek vermiş böylelikle iki ülkenin ilişkileri daha da yakınlaştırmıştır. Türkiye – Azerbaycan - Gürcistan üçlü işbirliği mekanizmasının oluşturulması, bu yakınlığın bölgesel düzeyde güvenlik ve enerji diplomasisine taşındığını göstergesi olmuştur. Aynı zamanda Bakü – Tiflis - Ceyhan petrol boru hattı ve Bakü – Tiflis - Erzurum doğal gaz hattı gibi projelerle enerji alanında stratejik ortaklık pekişmiş, bu hatlar Güney Kafkasya’daki dengelerin şekillenmesinde belirleyici olmuştur.

Günümüze gelindiğinde ise bu ilişkiler çok taraflı iş birlikleri şeklinde ilerlemektedir. 12 Ağustos 2025 tarihinde Ankara’da gerçekleşen görüşme, söz konusu iş birlikleri ve stratejik ortaklığın geldiği noktayı göstermesi açısından dikkat çekicidir. Görüşmede, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 5 milyar dolara çıkarılması hedefi dile getirilmiş, enerji ve ulaştırma altyapısında entegrasyonun artırılmasına yönelik adımlar planlanmıştır. Bakü – Tiflis - Kars demir yolunun tam kapasiteyle işletilmesi ve bu suretle Orta Koridor’un daha etkili hale getirilebilmesi gibi projeler, Türkiye ve Gürcistan’ı doğu ile batı arasında kritik bir köprü konumuna getirmiştir.

İki ülke arasındaki ilişkilerin sadece ikili değil, aynı zamanda Azerbaycan’ı da içeren üçlü formatta derinleştiği görülmektedir. Bölgesel istikrarsızlıklara karşı ortak hareket etmeyi öngören bu iş birliği Güney Kafkasya’da istikrarın bölge ülkeleri tarafından sağlanması konusunda son derece önemli bir adımdır. Zira bölgede istikrarı ancak bölge ülkelerinin ortak kararlılığının sağlayacağını düşünmek yerinde olacaktır.

Sonuç olarak, Ankara’da gerçekleşen görüşme üst düzey sembolik bir adım olmaktan öteye, iki ülkenin hâlihazırda stratejik ortaklık düzeyinde devam eden ilişkilerinin; Güney Kafkasya’nın tamamını kapsayacak şekilde tesis edilmeye çalışılan siyasi, ekonomik ve güvenlik istikrarına aktif bir katkı niteliğinin göstergesi olmuştur.