
Azerbaycan, tarihsel ve kültürel bağlara sahip olduğu İran ile İsrail arasındaki ilişkilerde önemli bir rol oynamaktadır. Azerbaycan’ın dış politikasında bu iki devletle kurulan ilişkiler özel bir yer tutmaktadır. İran ve İsrail arasındaki gerilimler zaman zaman Azerbaycan ile İran arasındaki hassas dengeleri zorlamış olsa da tarafların gösterdiği çabalar sayesinde ilişkiler genel olarak istikrarlı bir seyir izlemektedir. Bununla birlikte, bölgedeki siyasi gelişmeler ışığında bu ilişkilerin ileride bir güç mücadelesine dönüşme ihtimali de bulunmaktadır.
Azerbaycan-İsrail İlişkileri
Bu üç devletin güncel ilişkilerini değerlendirmeden önce, aralarındaki tarihsel bağların dikkatle incelenmesi önem taşımaktadır. Azerbaycan’ın, İsrail ve İran ile ilişkilerinde her iki devletle de ortak bir tarihsel geçmişe sahiptir. Özellikle milattan önce Azerbaycan topraklarında yaşamış olan Dağ Yahudileri, 18 Ekim 1991’de Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmasının ardından İsrail ile dostane ilişkilerin gelişmesinde önemli bir rol üstlenmiştir.
Günümüzde Azerbaycan’daki Yahudiler; Dağ Yahudileri, Gürcü Yahudileri ve Aşkenaz (Avrupa) Yahudileri olmak üzere üç ana gruba ayrılmaktadır. Tarihçi Moisey Kalankatlı’ya göre milattan önce 1. yüzyılda Azerbaycan’a yerleşen Dağ Yahudileri[1] ülkedeki hem en eski Yahudi topluluğudur hem de nüfus bakımından da diğer Yahudi gruplarından fazladır. Dağ Yahudileri bugün Azerbaycan’da kendi geleneklerine uygun ve güvenli bir yaşam sürmektedirler. Gürcü Yahudileri, daha önce Gürcistan topraklarında yaşamış, ardından Azerbaycan’a göç ederek buraya yerleşmiş Gürcistan diasporasının üyeleridir[2]. Aşkenaz (Avrupa) Yahudileri ise 19. yüzyılda Bakü’nün hızla sanayileşen bir şehir haline gelmesiyle birlikte, diğer Avrupalı topluluklarla beraber Azerbaycan’a göç etmişlerdir. Bu topluluk, Azerbaycan’ın kültürel, mimari, siyasi ve ekonomik gelişimine bugün hâlâ hissedilen önemli katkılarda bulunmuştur.
Özetle, tarih boyunca Azerbaycan halkı ile Yahudi cemaati arasında ciddi bir çatışma, anlaşmazlık ya da gerilim yaşanmamıştır. Bu nedenle Yahudi cemaati Azerbaycan’ın birinci (1918–1920) ve ikinci (1991 sonrası) cumhuriyet dönemlerinde kimliklerini kaybetme ya da haklarının kısıtlanması yönünde bir endişe duymaksızın özgürce yaşamıştır.
Günümüzde Azerbaycan’da yaklaşık 7.200 kişiden oluşan Yahudi topluluğu[3], çeşitli bölgelerde kendi okullarını ve kadın derneklerini kurmuştur. Ülkede yedi sinagog aktif olarak hizmet verirken, İsrail’den getirilen öğretmenlerin görev yaptığı özel Yahudi okulları da mevcuttur. Azerbaycan devleti, azınlık statüsündeki Yahudilerin haklarını koruyarak, onların herhangi bir baskıya maruz kalmadan huzurlu bir yaşam sürmelerini garanti etmektedir.
Azerbaycan’ın İsrail’le diplomatik ilişkileri ise 1990’lı yıllarda kurulmuştur. İsrail, 1991’de Azerbaycan’ın bağımsızlığını tanımış; bu tarihten itibaren iki ülke arasında resmî ve gayri resmî düzeylerde çok sayıda ziyaret gerçekleşmiştir. 1997’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Bakü’yü ziyaret etmiş ve dönemin Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ile görüşmeler yapmıştır[4].
Azerbaycan ile İsrail arasında büyükelçilik açılma süreci ise asimetrik ilerlemiştir. İsrail’in Bakü’deki Büyükelçiliği 1993’te faaliyete geçmişken[5], Azerbaycan’ın Tel Aviv’de büyükelçilik açması 29 Mart 2023 tarihine kadar ertelenmiştir. Bu adımıyla Azerbaycan Dağlık Karabağ ihtilafında İslam ülkelerinin desteğini kaybetmemeye, ayrıca hassas ilişkiler içinde olduğu İran’ın tepkisini çekmemeye çalışmıştır. Bunu izleyen yıllarda ilişkiler güvenlik, savunma, teknoloji, iletişim, eğitim, ticari ve kültür gibi alanlara yayılarak derinleşmiştir.[6]
İsrail, 2020’deki II. Dağlık Karabağ Savaşı sırasında Azerbaycan’ın en önemli silah tedarikçilerinden biri olmuştur. 2016-2020 döneminde Azerbaycan’ın silah ithalatının %69’u İsrail’den gerçekleşirken, aynı dönemde İsrail’in silah ihracatının %17’si Azerbaycan’a yönelmiştir[7]. Bu alımlar sonraki yıllarda da sürmüş, askerî iş birliği iki ülke arasındaki tarihî, kültürel ve ekonomik bağları daha da pekiştirmiştir. Ticari ilişkiler de tek yönlü değildir; Azerbaycan bugün İsrail’in başlıca enerji tedarikçilerinden biridir ve İsrail’in petrol ithalatının neredeyse yarısı Azerbaycan’dan karşılanmaktadır[8]. Mart 2025’te imzalanan anlaşma uyarınca Azerbaycan’ın enerji şirketi İsrail topraklarında doğal gaz arama çalışmalarına başlamayı planlamaktadır. Kısacası, İsrail-Azerbaycan ilişkileri çok boyutlu biçimde hızla gelişmekte ve her iki devletin temel çıkarları açısından büyük önem taşımaktadır.
Bütün bu gelişmelerin yanı sıra bölgesel dinamikler açısından da Azerbaycan, İsrail için stratejik öneme sahip bir konumda yer almaktadır. Uluslararası politikada İsrail’in Azerbaycan’la kurduğu yakın ilişkiler yalnızca ekonomik ve diplomatik alanlarla sınırlı kalmamakta, aynı zamanda güvenlik ve istihbarat boyutlarını da içermektedir. Özellikle son yıllarda bazı medya organlarında, Azerbaycan topraklarının İsrail tarafından İran’ı dengelemek ve baskı altında tutmak amacıyla kullanıldığı yönünde çeşitli iddialar ortaya atılmıştır.
Bu bağlamda, Azerbaycan’daki Sitalçay Hava Üssü’nün İsrailli yetkililerin hizmetine sunulduğu[9] ve İsrail istihbarat teşkilatı Mossad’ın bu üs üzerinden İran’a yönelik casusluk faaliyetlerinde bulunduğu; hatta İran’a ait nükleer silah programlarına ilişkin belge ve materyallerin ele geçirildiği yönünde resmî kaynaklarca doğrulanmamış bazı haberler uluslararası basında yer almıştır. Bu iddialar yalanlanmış[10] olsa da İsrail’le gün geçtikçe derinleşen iş birliği, İran tarafından dikkatle izlenmektedir
Azerbaycan-İran İlişkileri
Azerbaycan’ın Yahudi topluluğuyla kurduğu bu istikrarlı ilişkilere karşın, İran’la olan tarihsel bağları asla tekdüze ilerlememiştir. İki ülke; ortak tarih, kültür, mimari miras, nüfus ve dini değerler paylaşsa da ilişkiler dönem dönem durgunluk, kimi zaman da gerilimli zirveler yaşamıştır. Buna rağmen Azerbaycan ile İran’ı birbirine bağlayan köklü bağlar vardır. Günümüz İran’ının kuzeyinde yer alan, Azerbaycan Türkçesi konuşan Türk kökenli nüfus hem potansiyel kırılma noktası hem de birleştirici unsur olarak öne çıkar. Bu nedenle iki ülkenin siyasi söyleminde “Güney Azerbaycan” ve “Kuzey İran” gibi hassasiyet yaratan söylemler bulunabilmektedir.
Azerbaycan ile İran arasındaki diplomatik ilişkilerin tarihi, Azerbaycan’da ilk Cumhuriyetin kurulduğu döneme dayanmaktadır. 1920 yılında İran, Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’ni resmen tanımış; Azerbaycan ise Tahran’da büyükelçiliğini açmıştır. Azerbaycan’ın Sovyetler Birliği’ne (SSCB) katılmasının ardından, iki ülke arasındaki ilişkiler daha çok kültürel ve bilimsel alanlarla sınırlı kalmıştır. Ancak SSCB’nin son dönemlerinde yaşanan gelişmeler, ikili ilişkilerde yeni bir dönemin zeminini hazırlamıştır.
1988 yılı Aralık ayında, Azerbaycan ve İran arasında dikenli tellerle örülmüş olan sınırın bölge halkı tarafından yıkılması, Sovyetler tarafından halkları birbirinden ayırmak için konulan yapay engelin ortadan kalkmasını sağlamıştır. Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmasının ardından İran, 25 Aralık 1991 tarihinde Azerbaycan’ı tanıyan ilk ülkelerden biri olmuştur. 1992 yılında ise iki ülke arasında resmi diplomatik ilişkiler kurulmuş ve karşılıklı olarak büyükelçilikler faaliyete geçmiştir. 1990’lı yılların Azerbaycan açısından oldukça zorlu geçtiği dönemde, İran özellikle Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile ekonomik, ticari ve insani alanlarda ilişkiler kurmuştur. İran’ın “Hilal-i Ahmer” teşkilatı, savaş nedeniyle göç etmek zorunda kalan Azerbaycanlılara insani yardımlarda bulunmuştur. Bu dostane ve destek temelli ilişkiler, 1994 yılında Azerbaycan’ın Batılı petrol şirketleriyle imzaladığı “Asrın Anlaşması” sonrasında kırılma noktasına gelmiştir. İran söz konusu anlaşmayı kendisi için jeopolitik tehdit, siyasi yalnızlık ve ekonomik dışlanma olarak algılayarak, Ermenistan’a destek vermeye aynı zamanda Azerbaycan’a Hazar Denizi’nin hukuki statüsü konusunda baskı yapmaya başlamıştır[11]. Ancak Azerbaycan tarafının yürüttüğü dikkatli diplomatik manevralar sayesinde ilişkiler tamamen kopmamış; karşılıklı anlaşmalar, diplomatik ziyaretler ve temaslar yoluyla belirli bir istikrar korunmuştur.
Azerbaycan'ın İsrail Ve İran Arasındaki Denge Politikası
İran, İsrail’in Azerbaycan’daki etkisini bir tehdit olarak değerlendirmekte ve bu durumu zaman zaman resmî açıklamalarla gündeme getirmektedir. Örneğin, 2021 yılında Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan’ın ortaklaşa düzenlediği “Üç Kardeş 2021” tatbikatına İsrail direkt katılmamasına rağmen, İran bu tatbikatı İsrail’le ittifak kuran güçlerin bir askeri mesajı olarak okumuş ve buna karşılık olarak Azerbaycan-Ermenistan sınırına yakın bölgede “Hayber Fatihleri” isimli bir askerî tatbikat gerçekleştirmiştir. Bu tatbikatın ardından İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, yaptığı açıklamada tatbikatın “Siyonist rejime ve terör unsurlarına açık bir mesaj” olduğunu belirtmiş; ayrıca İsrail’in İran sınırına bu denli yakın bir bölgede varlık göstermesine asla müsamaha gösterilmeyeceğini Azerbaycan makamlarına ilettiklerini ifade etmiştir[12]
Her ne kadar yukarıda bahsedilen iddialar resmî olarak kanıtlanmamış olsa da, İsrail’in Azerbaycan ile kurduğu stratejik ortaklık ilişkileri İran tarafından ciddi bir tehdit olarak algılanmaktadır. Genel tabloya bakıldığında İran’ın Azerbaycan’ın II. Karabağ Savaşı sonrasında elde ettiği askerî ve diplomatik zaferden de rahatsızlık duyduğu gözlemlenmektedir. Azerbaycan’ın tarihsel olarak çatışma yaşadığı Karabağ’ı geri alması, bölgedeki güç dengelerinde önemli bir değişim yaratmıştır. Ayrıca İran’ın kuzey bölgelerinde Azerbaycan Türkçesi konuşan geniş bir Türk nüfusun varlığı, bu değişimi İran açısından daha hassas bir hâle getirmektedir.
Bölgedeki güç dengelerinin değişmesi Azerbaycan’ın lehine olmakla kalmamış, aynı zamanda İran’ın bölgesel nüfuzunun zayıflamasına yol açmıştır. İran, bu gelişmeler karşısında çeşitli stratejik ve diplomatik önlemler almaya yönelmiştir. Savaş sonrasında Azerbaycan’ın kontrolüne geçen 132 kilometrelik sınır hattı, İran-Ermenistan sınırının kapanması anlamına gelmiş; böylece İran kuzey sınırında artık zayıf ve toprak kaybetmiş bir Ermenistan yerine, askeri başarı elde etmiş güçlü bir Azerbaycan ile komşu hâline gelmiştir. Bu durum İran açısından Karabağ Savaşı’nın önemli ve olumsuz sonuçlarından biri olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda dikkat çeken bir gelişme, 19 Temmuz 2022 tarihinde gerçekleşen Astana Zirvesi’nde İran’ın Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede dile getirdiği, “Ermenistan ile İran arasındaki sınırın kapanmasına neden olacak hiçbir plana izin vermeyecekleri” yönündeki açıklamasıdır[13]. Bu açıklama, İran’ın bölgedeki yeni düzene karşı tepkisini açıkça ortaya koymuştur.
İran’ın güvenlik endişelerini artıran bir diğer konu ise, açılması planlanan Zengezur Koridoru’dur. İran bu koridoru yalnızca bir ulaşım hattı değil, aynı zamanda kendi ulusal güvenliğine ve bölgesel çıkarlarına yönelik büyük bir tehdit olarak görmektedir. İranlı yetkililere göre, koridorun açılması durumunda aşağıdaki olumsuz sonuçlar ortaya çıkacaktır:
- İran-Ermenistan sınırı fiilen ortadan kalkacak ve İran’ın Ermenistan üzerinden Kafkasya’ya erişimi sınırlanacaktır;
- Aras Nehri üzerindeki kontrol Azerbaycan’ın eline geçecektir;
- İran’ın önemli bir ortağı olan Rusya ile kara bağlantısı zayıflayacaktır;
- Azerbaycan ile Nahcivan arasındaki bağlantı artık İran üzerinden değil, doğrudan sağlanacağından İran ekonomik kayba uğrayacaktır;
- İran, Avrupa ile Asya arasındaki transit geçiş güzergâhı olma avantajını kaybedecek ve bu da Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ndeki rolünü azaltacaktır;
- Türkmen gazının bu koridor üzerinden Türkiye ve Avrupa’ya ulaştırılması durumunda, İran gazına olan talep düşecektir;
- Tüm bu gelişmeler İran’ın bölgedeki jeopolitik etkisini zayıflatacaktır[14].
Ayrıca İran açısından Zengezur Koridoru’nun açılması, (İran’ın ciddi sorunlar yaşadığı) Batılı ülkelerin askeri ittifakı olan Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) bölgedeki etkisinin artmasına zemin hazırlayabileceği için ulusal güvenlik açısından da tehdit olarak değerlendirilmektedir[15].
Tüm bu tehditleri göz önünde bulunduran İran, II. Karabağ Savaşı'nın ardından Ermenistan’a açık destek vermeye başlamış ve 17–20 Ekim 2022 tarihleri arasında Azerbaycan sınırına yakın bölgede “Güçlü İran Tatbikatı”nı gerçekleştirmiştir. Bu tatbikat, savaş sonrası dönemde İran’ın gerçekleştirdiği üç askerî tatbikattan biri olmuştur[16]. Bu gelişmelerin yaşandığı dönemde Azerbaycan’ın uzun yıllardır ertelediği İsrail’de büyükelçilik açma kararını 2023’te uygulaması, birçok yorumcu tarafından İran’a verilen doğrudan bir diplomatik cevap olarak yorumlanmış, bu gelişme İran açısından diplomatik bir darbe olarak değerlendirilmiştir[17].
İran’la yaşanan tüm bu gerilimlere rağmen Azerbaycan, bölgedeki dış politikasını kendi ulusal çıkarları doğrultusunda şekillendirmekte ve İsrail ile kurduğu stratejik ortaklığı sürdürmektedir. Bununla birlikte Azerbaycan İran’la diplomatik ilişkilerin bozulmasını da arzulamamaktadır. Bu bağlamda, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın 29 Nisan 2025 tarihinde gerçekleştirdiği Azerbaycan ziyareti, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden dengelenmesine yönelik bir diplomatik girişim olarak değerlendirilebilir. Ziyaret sırasında dikkat çeken bir diğer husus ise Pezeşkiyan’ın Türkçe konuşması ve hatta Türkçe bir şiir okuması olmuştur. Bu davranış, Azerbaycan kamuoyunda hem olumlu hem de eleştirel yorumlara yol açmıştır. Pezeşkiyan’ın Türkçe konuşması, yıllardır kimlik baskısıyla karşı karşıya olan İran Türklerine bir yakınlık mesajı olarak değerlendirilirken; bazı çevreler tarafından ise bu tutum, Kuzey ve Güney Azerbaycan’ın birleşmesine yönelik sembolik bir mesaj olarak da algılanmıştır..
Sonuç olarak Azerbaycan, tüm bu süreç boyunca hem İran hem de İsrail ile dengeli ve istikrara dayalı bir dış politika izlemeye çalışmış; bölgesel barışın ve istikrarın korunmasına önem vermiştir. Öte yandan, son yıllarda Türkiye ile iş birliğini derinleştirerek ekonomik ve ticari ilişkilerini genişletme yönündeki adımları, aynı zamanda bölgenin kalkınmasını teşvik etmeye yönelik bir stratejinin parçası olarak değerlendirilebilir.
[1] “Azərbaycanda yaşayan yəhudilər”, Xalq Cəbhəsi, 15 Mayıs 2025, https://www.anl.az/down/meqale/xalqcebhesi/2016/avqust/503927.htm
[2] “Azərbaycanda yaşayan yəhudilər”, Xalq Cəbhəsi, 15 Mayıs 2025, https://www.anl.az/down/meqale/xalqcebhesi/2016/avqust/503927.htm
[3] Azerbaijan, 15 Mayıs 2025, https://www.worldjewishcongress.org/en/about/communities/AZ
[4] Emre Soylu, “İsrail’in Azerbaycan’ı Destekleme Nedenlerinin Stratejik Analizi”, Uluslararası İktisadi ve İdari Çalışmalar Dergisi, 15 Mayıs 2025, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4025737
[5] Azərbaycan-İsrail Münasibətləri, 16 Mayıs 2025, https://lib.aliyevheritage.org/az/8269149.html
[6] İsrail Dövləti, 16 Mayıs 2025, https://www.mfa.gov.az/az/category/asiya-ve-okeaniya/israil
[7] İsrail-Azərbaycan hərbi əməkdaşlığı: Hava limanlarına Azərbaycan təyyarələri enir, 16 Mayıs 2025, https://www.bbc.com/azeri/region-58179633
[8] . When Israel starts looking like Azerbaijan, there’s a problem, 16 Mayıs 2025, https://www.middleeastmonitor.com/20180818-when-israel-starts-looking-like-azerbaijan-theres-a-problem/
[9] Azerbaycan'daki Sitalçay Hava Üssü İsrail'in Hizmetinde, 16 Mayıs 2025, https://www.welayetnews.com/content/34779
[10] Azerbaycan’da İsrail Üssü mü Var? Eski Ataşe açıkladı, 16 Mayıs 2025, https://avim.org.tr/tr/Bulten/AZERBAYCAN-DA-ISRAIL-USSU-MU-VAR-ESKI-ATASE-ACIKLADI
[11] Azərbaycan-İran münasibətləri, 15 Mayıs 2025, https://files.preslib.az/projects/azeriran/a1.pdf
[12] Pınar Özden Cankara, İran ve Ermenistan Gölgesinde israil’in Azerbaycan ile Stratejik İlişkileri, Uluslararası Afro-Avrasya araştırmaları Dergisi, 16 Mayıs 2025, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2168821
[13] Fehim Taştekin, İran ve Azerbaycan arasında gerilim neden arttı?, BBC NEWS Türkçe, 16 Mayıs 2025, https://www.bbc.com/turkce/articles/c51kzkg4j48o
[14] Fehim Taştekin, İran ve Azerbaycan arasında gerilim neden arttı?, BBC NEWS Türkçe, 16 Mayıs 2025, https://www.bbc.com/turkce/articles/c51kzkg4j48o
[15] Zengezur Koridoru: İran projeye neden karşı çıkıyor?, 20 Mayıs 2025, https://www.bbc.com/turkce/articles/c1r4nr42wl4o
[16] Emre Soylu, “İsrail’in Azerbaycan’ı Destekleme Nedenlerinin Stratejik Analizi”, Uluslararası İktisadi ve İdari Çalışmalar Dergisi, 15 Mayıs 2025, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4025737
[17] Pərvanə Bayramova, İsrail Xarici İşlər Nazirliyi Azərbaycanın İsraildə səfirlik açması tarixi qərardır, Amerikanın Səsi, 16 Mayıs 2025, https://www.amerikaninsesi.org/a/israel-s-ministry-of-foreign-affairs-azerbaijan-s-opening-of-an-embassy-in-israel-is-a-historic-decision/6840157.html
© 2009-2025 Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Tüm Hakları Saklıdır
-
Sukru Bozoglu - TESEKKUR VE KUTLAMA
Bolgenın, Uluslararası ılıskılerın her boyutunu kapsayan , her yerde bulamıyacagımız bu doyurucu ınceleme ve cok ınandırıcı ,guncel degerlendırmelerı ıcın cok tesekkur eder ,tebrıklerımı arz ederım. 29.05.2025
-
SASSOUNIAN’IN TAHLİYE EDİLMESİ KARARI
Hazel ÇAĞAN ELBİR 12.03.2021 -
AZERBAYCAN-ERMENİSTAN HATTINDA DÜŞMEYEN GERİLİM: TEMMUZ 2020 TOVUZ ÇATIŞMASI SONRASINDA GELİNEN NOKTA
Turgut Kerem TUNCEL 29.09.2020 -
UKRAYNA’DA 31 MART 2019 CUMHURBAŞKANLIĞI İLK TUR SEÇİMİ: ÖZET DEĞERLENDİRME
Turgut Kerem TUNCEL 04.04.2019 -
COVID-19, KÜRESELLEŞME VE SONRASI
COVİD-19 ÇALIŞMA GRUBU 07.07.2020 -
ERMENİ TERÖRÜ YENİDEN YÜZÜNÜ GÖSTERMEYE BAŞLADI - 2
Hazel ÇAĞAN ELBİR 22.02.2021
-
THE ARMENIAN QUESTION - BASIC KNOWLEDGE AND DOCUMENTATION -
THE TRUTH WILL OUT -
RADİKAL ERMENİ UNSURLARCA GERÇEKLEŞTİRİLEN MEZALİMLER VE VANDALİZM -
PATRIOTISM PERVERTED -
MEN ARE LIKE THAT -
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN BORU HATTININ YAŞANAN TARİHİ -
INTERNATIONAL SCHOLARS ON THE EVENTS OF 1915 -
FAKE PHOTOS AND THE ARMENIAN PROPAGANDA -
ERMENİ PROPAGANDASI VE SAHTE RESİMLER -
A Letter From Japan - Strategically Mum: The Silence of the Armenians -
Japonya'dan Bir Mektup - Stratejik Suskunluk: Ermenilerin Sessizliği -
Anastas Mikoyan: Confessions of an Armenian Bolshevik -
Sovyet Sonrası Ukrayna’da Devlet, Toplum ve Siyaset - Değişen Dinamikler, Dönüşen Kimlikler -
Ermeni Sorunuyla İlgili İngiliz Belgeleri (1912-1923) - British Documents on Armenian Question (1912-1923) -
Turkish-Russian Academics: A Historical Study on the Caucasus -
Gürcistan'daki Müslüman Topluluklar: Azınlık Hakları, Kimlik, Siyaset -
Armenian Diaspora: Diaspora, State and the Imagination of the Republic of Armenia -
ERMENİ SORUNU - TEMEL BİLGİ VE BELGELER (2. BASKI)
-
"TÜRK-ERMENİ İLİŞKİLERİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ YARINI" BAŞLIKLI KONFERANS